Edirne Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Ali Şahin’in basın toplantısının ardından yeniden sosyal medya hesabından bir video paylaşan Edirne Otogarı İşletmecisi Mustafa Altunhan, “Cin Ali dedim diye alınmış. Alınmasına gerek yok, ‘Cin’ demek ‘akıllı adam’ demek. Ben onu onore ettim.” diyerek, kendisinin de lakapları olduğunu ifade etti. Altunhan ayrıca, Karaağa Turizm’in yazıhanesinin kapatılması ve kira konuları hakkında da açıklamalar yaptı.
Edirne Otogarı İşletmecisi Mustafa Altunhan, geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Karaağa Turizm sahibi Hakan Akdik ile bir restoranda yemek yiyen Edirne Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Ali Şahin’e ‘Cin Ali’ lakabını takmış ve Şahin istifa etmezse otogardaki esnaflardan geçmişe yönelik kira talebinde bulunacağını belirtmişti.
Bugün basın toplantısı düzenleyerek Altunhan’ın eleştirilerine cevap veren Edirne Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Ali Şahin, özellikle ‘Cin Ali’ lakabı ve ‘geçmişe yönelik kira talebi’ hakkında Altunhan’a tepki gösterdi.
Şahin’in açıklamalarının ardından yeniden sosyal medya hesabından bir video yayınlayan Altunhan, “Cin Ali dedim diye alınmış. Alınmasına gerek yok, ‘Cin’ demek ‘akıllı adam’ demek. Ben onu onore ettim.” diyerek, kendisinin de lakapları olduğunu ifade etti. Altunhan ayrıca, Karaağa Turizm’in yazıhanesinin kapatılması ve kira konuları hakkında da açıklamalar yaptı.
Altunhan, “Cin Ali dedim diye alınmış. Alınmasına gerek yok, ‘Cin’ demek ‘akıllı adam’ demek. Ben onu onore ettim. Bizim şoförlerde böyle bir lakap vardır. Bana da gençken ‘Rüzgar Mustafa’ derlerdi. Zaman geçti, bir operasyon yaptılar ve cezaevine attılar. O zaman da ‘Beyaz Ahtapot’ dediler. Ama operasyonu yapanlar bile biliyormuş ki, ‘Beyaz Ahtapot’ dediler. Beyaz ne demek, ‘temiz adam’, ‘temiz ahtapot’ demek. Öyle attılar bizi, sonra da ‘pardon’ dediler. Masumiyetimizi de ispat ettik. Bu konuyu ileriki günlerde yine anlatacağım da şimdi Ali kardeşim, cemiyet başkanım; anlattın da eksik anlattın, ben tamamlayayım. Lütfen anlatırken benim gibi dobra dobra anlat, her şeyi insanlar bilsin. Bak güzel kardeşim; su parasını veriyormuşsunuz esnaf olarak, eyvallah. Ama 10 sene demişim yanılmışım, 25 senedir ben o otogarda işletmecilik yapıyorum. Taksiciler ve minibüsçüler olarak hiç kira ödediniz mi? Bunu neden söylemiyorsun, neden inkar ediyorsun? Sonra diyorsun ki, ‘Tarlakapı’daki yazıhaneyi ben kapattım’. Böyle bir gücün yok. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletinin üstünlüğünü bildiğimiz için bu konuda davalar açtık ve yerel mahkemede, bölge mahkemesinde, Danıştay’da haklılığımızı anlattık; kapatma kararı böyle geldi. Şimdiki Valimizle hiçbir alakası yok, önceki dönem Valisi bunu yaptı, hatalı olduğunu o zaman da söyledik. Hatasını mahkemelerle de kanıtladık. Şimdi Valiliğe tazminat davası açıyorum. Ama Valilikten alacağım tazminatı da almayacağım. Sadece haklılığımızı insanlara göstermek için. Eğer yolu varsa önceki Validen talep edeceğim. Çünkü dilim döndüğünce kendisine anlatmaya çalıştım; anlamadı, taraflı davrandı. Bu Valimizin kesinlikle bu olayla alakası yok. Şimdi bunları neden söylemiyorsun? ‘Mustafa ağabeyim dava açtı, bunları kazandı’ diye neden demiyorsun? Bu davaları senin açman lazım be Ali’ciğim. Neden açmadın? Hani şoförlerin, esnafın hakkını koruyorsun ya. Şifahen gidiyorsun Emniyet Müdürüne, Vali’ye. Bu işler şifahen olmaz. Hakkını arayacaksın. Her zaman hatırlatıyorum; haklı adam, güçlü adamdır. Kıymetli kardeşim benim; alınmışsın ama alınacak bir şey yok. Doğruyu söylemek en doğrusudur. Hep doğru olalım, doğruları konuşalım.” dedi.













