Edirne’de Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni ziyaret eden İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu şehit ailelerine yaptığı konuşmada, “Sizin çocuklarınız bu memleketi vatan, bunun üzerinde yaşayanları da millet kılmak için yaşattılar. Ben sonuna kadar kardeşiniz, ailenizin bir ferdi ve evladınız olarak yanınızda saf tutacağım. Sizin söylemeniz gereken ne varsa, sizin adınıza şerefim ve namusum üzerine söz veriyorum ki ben söyleyeceğim.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bir dizi ziyarette bulunmak üzere dün Edirne’ye geldi. Bugün Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni ziyaret eden Dervişoğlu, şehit aileleriyle bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
Programda şehit ailelerine hitaben konuşan Dervişoğlu, “Yemin ediyorum huzurunuzda; onların sebepsiz yere ölmediğini bu dünyaya haykıracağım. Onların hatıralarını sahipsiz bırakanların yakalarına yapışarak muhafaza edeceğim ve sizin sesiniz olmayı da sürdüreceğim.” ifadelerine yer verdi.
Dervişoğlu, “Kötü günler geçiriyoruz. Hem şehitlerimizin ruhlarını inciten hem ailelerin gönüllerini yaralayan süreçlerin yaşandığı ve kelamların sarf edildiği günler içerisindeyiz. Ama bilmenizi istiyorum; evlatlarınız boş yere ölmediler. Canlarını boş yere feda etmediler. Vatanın sağ olması için canlarını verdiler ve onların hepsi 85 milyonun evladı oldular. Sizin için konuşmak ne kadar zor ise benim için de konuşmak o denli zordur. Gönüllerin incinmesinin, hatıraların zedelenmesinin kabul edilebilecek bir yanı yoktur. Bugün bu hataları işleyenler aslında neye sebep olduklarını zamanı gelecek, idrak edecekler. Göreceklerdir, o gerçeklerle buluşacaklardır. Onların ne için canlarını verdiğini idrak edemeyenler, tarihi sorumluluklarının farkında olmayan ve devlet yönettiğini zanneden zavallılardır bana göre. Bugün attıkları adımların da sadece evlatlarımızın ruhlarını incittiği noktasından bakmayın meseleye. Bize emanet bırakılan değerlerin çiğnenmesidir bugün yaşanılan. O sebeple biz değerlerin korunması, şehitlerimizin aziz hatıralarının yaşatılması, onların ailelerinin manen taşıdıkları değerlere sahip çıkılması noktasında üzerimize düşen bütün sorumluluğu yerine getireceğiz. Hiç kimse tereddüde düşmesin. Yani, ‘bunlar oldu, ben evladımı kaybettim, ben kardeşimi kaybettim, ben eşimi kaybettim, ben babamı kaybettim’ diye kimse hayıflanmasın. Hiçbiri sahipsiz değildir, hiçbir emanet sahipsiz değildir, hiçbir emanet sahipsiz kalmayacaktır. Bütün bu yaşananlar ailelerinizi büyütecektir, ailelerimizi güçlendirecektir, onların ortaya koyduğu iradeyi pekiştirecektir. Yemin ediyorum huzurunuzda; onların sebepsiz yere ölmediğini bu dünyaya haykıracağım. Onların hatıralarını sahipsiz bırakanların yakalarına yapışarak muhafaza edeceğim ve sizin sesiniz olmayı da sürdüreceğim. Bu işi evlatlarını bu vatana feda etmiş insanların huzurunda istismar ederek de ele almak istemiyorum. Duygulardan yararlanmak gibi bir niyetim yok. Gerçekler üzerinden konuşuyorum. Bu işler madem ki bu kadar kolay oluyordu, bizim çocuklarımıza ne oldu? Sorusunun vicdanlarda sorulmasının engellenmesi gerekiyor. Şehitlik müessesesini, gazilik müessesesini bu denli görmezden gelip, bu denli ciddiye almaksızın onları yok sayarak, atılmış bu adımların da hesabını nerede sorulması gerekiyorsa orada soracağım. Bu sokaklar olur, bu meydanlar olur, bu kürsüler olur, bu Türkiye Büyük Millet Meclisi olur, sivil toplum kuruluşları olur, neresi olursa olsun sizlerin hakkını, hukukunu ve aziz şehitlerimizin hatıralarını sonuna kadar müdafaa edeceğim. Bir süreç yaşanıyor, tarih şuurundan yoksun insanların oluşturduğu bir düzenek içerisinde bu sürdürülüyor. Dolayısıyla evlatlarımızın katline sebep olan terör örgütlerinin de yol göstermesiyle bütün bunları yaşama geçirmeye kalkışıyorlar. Bugün anlatıyorlar; biz burada biz olup bitenlerin mağduruyuz. Biz bu devleti yönetmiyorduk ki. Geçmişte alınmış kararları alan biz değildik ki. Bugün alınan kararları alanlar biz olmadığımız gibi o dönemin faturalarını da bize ödettikleri gibi şimdi, yarınların faturalarını da bize ödetmek üzere tetikte bekleyen insanlar var. Çocuklarımızın katillerine terörist diyemeyenlerle bugün iş birliği yaptığını söyleyenler gaflet, delalet ve hatta ihanet içindedirler. Açık ve net olarak söylüyorum bunu. Yani bazı durumlar yaşanıyor; işte efendim, ‘ihanet demeyin’ diyorlar. Böyle durumlar da gafillik ve ihanettir. Onun için sizler müsterih olun. Ben bu duygu ortamında bu vasatta çok şey söylemek isterim ama ben de sizler gibi gözü buğulu, yüreği yaralı insanlardan biriyim. Onun için beni mazur görün ama söylüyorum bütün bunlara sebep olanları Cenabı Allah kahrı perişan eylesin. Elimizden gelen ne varsa onu yerine getirmek için mücadelemizi sürdüreceğiz. Ne siz sahipsizsiniz ne de evlatlarınızın hatıraları sahipsizdir, onlar bizim her zaman yüreklerimizde yaşıyor. Siz de yanımızdasınız, hanemizdesiniz, kalbimizdesiniz. Bir siyasi partinin genel başkanı sıfatıyla konuşuyor olarak da görmeyin beni, ailenizden biri olarak görün. Sevinçleri biliyorsunuz paylaşırsanız büyür. Acılar ise paylaşılarak azalır. Bu millet bu anneler, bu babalar, bu eşler, bu yetimler acılarına, acılarını yüreklerine taş basarak hafifletmeye çalıştılar. Şimdi ise sanki bunu yapanlara bir mükafat veriliyormuşçasına bir durumla karşı karşıyayız. Bu duruma sonuna kadar direneceğiz. Evlatlarınızın sebepsiz yere şehit olmadığını dünya aleme, cümle aleme de göstereceğiz. Ben de sizin bir evladınızım. Dediğim gibi 85 milyon evladınız var. 85 milyon yanınızda sizinle birlikte saf tutacak kader arkadaşınız, insanınız var, aileniz var. Bu aile karşı karşıya bulunduğumuz sorunların aşılmasını temin edebilecek büyük bir güce ve kudrete sahiptir. Sizin çocuklarınız bu memleketi vatan, bunun üzerinde yaşayanları da millet kılmak için yaşattılar. Hepinizin acısı da onların ruhları kadar mübarektir benim nezdimde. Ben sonuna kadar kardeşiniz, ailenizin bir ferdi ve evladınız olarak yanınızda saf tutacağım, saf tutmaya devam edeceğim. Sizin söylemeniz gereken ne varsa, sizin adınıza şerefim ve namusum üzerine söz veriyorum ki ben söyleyeceğim.” ifadelerini kullandı.
