Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ortaklığında ve AB projeleri desteğiyle gerçekleşen Siroma projesi kapsamında dezavantajlı grupların sosyal bütünleşmesine katkı sunacak kamu personeline eğitim verilmeye başlandı.
Romanların Yoğun Olarak Yaşadığı Yerlerde Sosyal İçermenin Desteklenmesi Siroma projesi kapsamında roman vatandaşlara eğitim verecek kamu personeline yönelik eğitim çalışmalarına başlandı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ortaklığında ve AB projeleri desteğiyle gerçekleşen Siroma projesi kapsamında dezavantajlı grupların sosyal bütünleşmesine katkı sunacak kamu personeline eğitim verilmeye başlandı.
Dezavantajlı bireyleri desteklemek üzere 12 farklı ilde uygulanan Siroma projesiyle, pilot bölgelerde yaşayan roman vatandaşların temel kamu hizmetlerine erişim ve talebini arttırmayı ve hedef grupta yer alan vatandaşların istihdam edilebilirliği arttırılması amaçlanıyor.
Kentteki bir otelde başlayan eğitim çalışmalarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İşkur, Sosyal Güvenlik Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyanet İşleri Bakanlığı’na bağlı toplam 150 personel üç gün boyunca uzmanlar tarafından eğitilecek.
Aile ve Sosyal Politikalar Edirne İl Müdür Vekili Sebahattin Bilgiç, Siroma projesiyle sosyal bütünleşmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Çalışmalara büyü bir özveriyle devam ettiklerini belirten Bilgiç şunları anlattı:
“Toplumsal ayrımcılığın kaldırılarak dezavantajlı bölgelerde eğitimde, ekonomide, sosyal alanda, istihdamda dezavantajlı olan insanlarımıza ve bölgelerimize önlerindeki engellerin kaldırılarak bir imkân açmayı amaçlıyoruz. Bakanlığımız, bu konuyla ilgili çalışmalar yapan bir bakanlık. Bu konuda daire başkanlıklarında projeler yapılıyor. Arabulucular tespit edildi. 2016’nın yarısından bu yana özellikle sosyal arabulucular bölgelerinde görev yapmaya başladılar. Edirne’miz de bu konuda diğer 12 il içerisinde bu projenin uygulanmasında en iyi konumda olan il. Projenin uygulanmasında biz 3 tane Keşan ve 2 tane Edirne’de olmak üzere büromuz ve hizmetlerimiz ile bu alanda çalışmaları başlattık. Diğer kamu bakanlıklarımızın diğer kurumlarının da bu projede bizimle beraber olması elbette ki çok önem arz ediyor. Çünkü ortada bir sorun ya da problem var. Dezavantajlı bölgeler olarak hizmetin alınamadığı bölgeler olarak değerlendirdiğimiz zaman sadece bir kurumun, bir sosyal arabulucunun ya da büronun bunun altından kalkması elbette ki mümkün değil. Bu problemi, bu sosyal refahı sağlayıcı çalışmayı hep beraber el atarak yapmamız çok önem arz ediyor. Bu, Edirne’miz için de önemli, Türkiye için de çok önemlidir. Bunun diğer bir anlamı sosyal bütünleşmedir. Bu proje, bu tabirle de değerlendirildiği zaman aslında daha da anlam ifade ediyor. Birlik ve beraberliğe elbette ki her zaman ihtiyaç var ama bu günlerimizde memleketimiz olarak çok daha büyük bir ihtiyaç var. Bizim kültür ve medeniyetimizde bir kişinin, ailenin, kabilenin, meslek grubunun üstünlüğü yoktur. Allah belirtmiştir ki üstünlük takva iledir. Allah’a en çok kim kul oluyorsa üstün olan kişi Allah nezdinde odur. Onun için bizim herkese eşit ve adil davranmamız çok büyük önem arz ediyor.
Bu projede benim çok önem verdiğim ve hepinizin de katılımından dolayı sevindiğim nokta, bizler çalıştığımız kurumlar itibariyle insanlara sıcak temas kuran kurumlarız. Aile Bakanlığı olarak genel itibariyle sosyal sorunlar yaşayan, değişik sorunlar yaşayan, çocuğuyla, kadınıyla, yaşlısıyla, erkeğiyle sorun yaşayan kişilerle temas halindeyiz. Öğretmen olan arkadaşlarımız, okulda bu çocuklarımızla ve aileleriyle temas halindeler. Diğer kurumlardan arkadaşlarımız da temas halindeler. Mesleğimiz itibariyle çalıştığımız arkadaşlarımız ile birlikte müracaatçımız olan insanlarla sıcak temaslarımız oluyor. Bu temaslarda bizlerin daha bilinçli, daha kavrayıcı ve kapsayıcı olmamız elbette ki öncelikle Edirne’deki kendi toplumumuzu daha refah bir seviyeye yükseltmek, aradaki engelleri kaldırıp eğitimde, ekonomide bu çalıştığımız alanlardaki çocuklarımızın seviyelerini yükseltmek ve istihdamlarını artırmak, meslek edinmelerine yardımcı olmak, onlara danışman olmak ve rehberlik yapmak bu projenin de amaçlarındandır. Hem devletin bize vermiş olduğu görevlerde hem de insani olarak böyle bir görevimiz var.’’
Proje kapsamında eğitim vermek için Makedonya’dan gelen eğitici Vesna Janveski verimli bir eğitim programı hedeflediklerini dile getirdi. Janveski “Bu andan itibaren aslında hepimiz bir ailenin parçasıyız ve aile fertleri olarak işbirliği içerisinde hareket etmemiz gerekiyor. Bu proje hem ileriye yönelik bir yatırım hem de projenin sürdürülebilirliği açısından önemli bir adımdır.” ifadelerini kullandı.
Projede Sosyal arabulucu görevinde bulunacak Bahattin Ulusoy ise, projenin dezavantajlı gruplara önemli katkıları olacağını söyledi.
Projenin sağlıklı bir şekilde işlemesine yönelik olarak eğitici personelin uzmanlara tarafından eğitileceğini ifade eden Ulusoy,
“Projenin temel amacı, Türkiye’de romanların ve diğer dezavantajlı grupların sosyal entegrasyonunu güçlendirmek ve bu gruplar arasında yoksulluğu azaltmak için hizmet sunumunu iyileştirmektir. Türkiye Cumhuriyeti ve AB tarafından ortak finanse edilen proje ekibinde sosyal içerme alanında uzmanlaşmış Türk ve uluslararası uzmanlar yer almaktadır. Proje kapsamında, sosyal hizmetler, istihdam ve eğitimde sosyal içermenin geliştirilmesine ilişkin eğitim materyalleri, kitapçıklar ve rehberler hazırlanacaktır. Siroma projesinin iki yıllık uygulama süresi içinde eğitim ve kamu hizmetleri sunumu alanlarında geliştirilen yeni uygulamaların ülke genelinde uygulanmasına yönelik strateji ve eylem planları hazırlanacaktır’’ şeklinde konuştu.
