Kadın hakları konusunda çalışmalar yapan sivil toplum örgütlerinden oluşan Edirne Kadın Dayanışması, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
Edirne’de kadın hakları konusunda faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Edirne Kadın Dayanışması, 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende; Kadın Dayanışması Platformu adına basın açıklaması yapan CHP Edirne Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Burcu Birgül Çolak, “Kadınlar örgütlendiğinde, birlikte mücadele verdiğinde dünya değişir. Yaşasın 8 Mart!” dedi.
Çolak tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“8 Mart, Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nün tarihi, 1857’de Amerika Birleşik Devletleri’nde bir tekstil fabrikasında çalışan kadınların eşit işe eşit ücret ve daha iyi koşullarda çalışma talepleriyle örgütlenerek greve gitmesi, polisin bu greve müdahalesiyle çıkan yangında 129 kadının hayatını kaybetmesiyle başlar. 8 Mart; örgütlenen, talepleri için direnen ve bu uğurda hayatını kaybeden kadınlara atıfla kadın mücadele tarihinin simge günlerinden biridir. O günlerden bu yana tüm dünyada kadınlar her 8 Mart’ta emek sömürüsüne, savaşlara, yoksulluğa, eşitsizliklere, adaletsizliğe ve kadınları yok sayanlara karşı sözünü dile getiriyor, meydanları dolduruyor. Bu 8 Mart’ta da hayatlarımız, haklarımız ve özgürlüklerimiz üzerinden pazarlıklar yaparak bir araya gelen ülkenin en gerici ittifakına karşı yan yanayız.
Bugün; İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıkan iktidar, kadınların şiddet karşısında güvencesi olan 6284 Sayılı Kanunu, kadın ve kız çocuklarının en büyük hukuksal güvencesi olan Medeni Yasada yer alan kadınların lehine maddeleri hedefine alıp yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadeleyle elde ettiğimiz haklarımızı gasp etmeye devam ediyor.
İktidar ‘Aile Yılı’ ilan ederken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde kurulan, Nüfus politikaları yüksek kurulu ve Aile Enstitüsü bize evlenmek, çocuk doğurmak ve aslında aileyi, nüfusu arttırma anlayışından oluşan, kadını yok sayan bir yol haritası hazırlıyor. Kadının birey olarak görülmediği, eşitliğin söz konusu edilmediği bu anlayışın, güçlü aile anlayışından uzak bir politika kurguladığını biliyoruz.
Kadını birey olarak görmeyen, aile içinde toplumsal cinsiyet rollerine hapsedip kamusal alandan uzaklaştırmaya, kadınların emeğini ve kimliğini görünmez kılmaya çalışan, bize aile dışında var olma seçeneği tanımayan AK Parti-MHP ve ‘yalnız kadınları sahiplendirelim diyen’ karanlık ortağı HÜDA PAR ittifakına ‘Aile değil Kadınız’ diye haykırıyoruz.
Kadınların eşit yurttaşlığını sorgulatan, emek sömürüsünü derinleştiren bu düzene, din üzerinden meşrulaştırma, eğitim yoluyla itaat ve rızanın üretilmesi artık içinden çıkılmaz hale gelmiştir. Laik, bilimsel, karma ve zorunlu eğitime yapılan saldırılar arttıkça, derin yoksulluk hüküm sürdükçe eşitsizliklerin derinleştiği ve kalıcılaştığını geleceğin kız çocukları ve kadınlar için daha karanlık olacağını görüyoruz.
Birçok fabrika da baskıya, şiddeti, tehditlere rağmen işçi direnişleri var. Kadınlar bu direnişlerin en önünde kararlılıklarını gösteriyorlar. Baskı ve talan rejimine karşı tüm gücüyle toprağını, doğasını, ağaçlarını korumaya çalışan başta Çayırlı Köyü Kadınları olmak üzere direnişte olan tüm kadınların sesi olarak, bizi yaşamdan koparmaya çalıştıkları her alandan asla taviz vermeyecek mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Yaptıkları aile çalıştaylarıyla, kadınları ikincil yurttaş kimliğine indirgeyen politikaları müfredata dahil ederek, kürtajı fiili olarak yasaklayarak, kadınların hayatlarına dair kendi kararlarını almalarına ve iradelerine savaş açılmaktadır. ‘Aile yılı’ adı altında kadınları eve hapsetme adımlarını hızlandıran ve her fırsatta LGBTİ+’ları hedef alıp nefret saçan iktidarın yaratmaya çalıştığı fiili şeriat rejimine karşı eşit yurttaşlık hakkımızı, laik ve bilimsel eğitimi, aklın ve bilimin ilkelerini savunacağız. Haklarımızdan, hayatlarımızdan, laiklikten vazgeçmeyeceğiz.
Buradayız, yan yanayız karanlığa karşı biz varız. Alanlardan tekrar haykırıyoruz; İstanbul Sözleşmesi bizim, uygulayın! 6284 etkin uygulansın! Lanzarote Sözleşmesi uygulansın! ILO 190, onayla! Medeni Kanuna dokunma! Kreş, gündüz bakım evi, yaşlı ve hasta bakım evlerini arttırın. Yoksullukla savaşan kadınların durumlarının iyileşmesi için adım atın. Her belediyeye kadın sığınma evi açın ve koşullarını iyileştirin. Etkin soruşturma, adil yargılanma, erkek şiddetine son verin. İmzacısı olduğumuz, kadın erkek eşitliğini sağlayan CEDAW’ı uygulayın. 8 Mart’ın Türkiye’de tüm kadınlar için resmî tatil ilan edin.
Geçmişten bugüne mücadele ederek, örgütlenerek, direnerek ve dayanışarak dünyayı değiştiriyoruz: Bizi evle, savaşla, yoksullukla ve baskıyla kuşatmaya çalışan erkek egemen sistemin getirdiği eşitsizliğe, baskıya, haklarımızı gasp etmeye çalışanlara karşı birleşelim, mücadeleyi büyütelim. Kadınlar örgütlendiğinde, birlikte mücadele verdiğinde dünya değişir! Yaşasın 8 Mart!”













