Enez Kalesi restorasyon projesinin 2024 yılı yatırım programına alınmasına rağmen hala başlamadığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, “Proje süresi saptı. Başlanmayan projenin maliyeti şimdiden katlandı. Bakanlıksa sadece ‘ödenek’ diyor. Enez Kalesi başka bahara mı kaldı?” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, 2024 yılı yatırım programına alınmasına rağmen hala başlamayan Enez Kalesi restorasyon projesi üzerinden iktidara tepki gösterdi. 21 Ekim 2024’te konuyla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi verdiğini anımsatan Milletvekili Yazgan, önergeye yaklaşık 4 ay sonra yanıt geldiğini açıkladı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un soru önergesine, “Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından bakanlığımız mülkiyetinde ya da bakanlığımıza tahsisli tescilli kültür varlığı yapıların proje ve restorasyonları, ilgili mevzuatı çerçevesinde ve yıllık yatırım programları kapsamında etaplandırılarak, ödenekler nispetinde değerlendirilmeye çalışılmaktadır.” şeklinde yanıt verdiğini söyleyen Milletvekili Yazgan, “Edirne’nin altı tarih, üstü tarih. Dünyada tarihi bakımdan saygın bir yerde olan Edirne’ye bir tek iktidar değer vermiyor. Kültür varlıklarımız, iktidarın öngörüsüz politikaları yüzünden yıkılmaya yüz tutuyor. Başlanılan restorasyon çalışmaları da bir türlü bitirilemiyor. Tarihi varlıklarımızın neden bir türlü restore edilemediğini bakanlığın verdiği yanıtla öğrenmiş olduk; ödenek yokmuş! Bu yanıttan çıkacak tek sonuç budur. 2024’te yatırım programına alınan Enez Kalesi Restorasyonu ve Çevre Düzenlemesi için geçtiğimiz yıl hiçbir adım atılmadı. 2026’da bitecek denilen restorasyon projesinin bitiş tarihi, daha başlamadan 2027’ye uzadı. Proje süresi başlamadan saptı. 125 milyon liralık öngörülen toplam maliyet ise 200 milyon liraya çıktı. Başlanılmayan projede maliyet şimdiden katlandı. Bakanlığa ‘Neler yapıyorsunuz?’ diye soruyoruz, bize sadece ‘ödenek’ diyor. Biz anlıyoruz sizi. Bilinenin dışında bir şey söylemeyen bakanlık, konuya daha fazla açıklık getiremiyor. Bu eser yıkılırsa, tarihi-kültürel açıdan yıkımın sorumlusu kim olacak? Dahası, çevrede yaşanacak tahribatı, can ve mal güvenliğine yönelik riski ve sorumluluğu kim üstlenecek? Bakanlık bile ne zaman biteceğini söyleyemiyor. Böyle yönetim anlayışı mı olur? Tarihi-kültürel varlıklarımız korunmalı, bölge sakinlerinin can ve mal güvenliği de sağlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.














