Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öztürk, ‘’Aşkın erken döneminde erkekte testestoron hormonu azalırken, kadın da artıyor. Yani aşık olmak erkeği kadınlaştırıyor.’’ dedi.
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Öztürk, aşık olan kişinin ilk dönemlerinde yoğun bir stresle karşı karşıya kaldığını belirtti. Prof. Dr. Öztürk, Trakya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Topluluğu tarafından TÜ Devlet Konservatuarı salonunda düzenlenen “Aşk Fizyolojisi’’ seminerinde, “Nasıl aşık oluyoruz? İlk görüşte aşk var mı? Aşık olunca fizyolojimizde neler değişiyor? gibi sorulara bilimsel açıklamalarla cevap verdi.
Aşkın 3 evreden oluştuğunu belirten Öztürk, “Birinci evrede ben aşık oldum denilen şok anıdır. Bütün hormonal değişikliklerin olduğu dönem. 6-8 ay içerisinde stres dönemi azalıyor ve tutkulu aşk denilen seviyeye geliyor. Bu da sonlu birkaç yıl içerisinde arkadaşça aşk diye tabir edilen güve duygusunun pekiştiği bir dönem başlıyor. Başlangıçtaki tutkulu durum ortadan kalkacak. Birinci evre genellikle kısadır. Stres söz konusudur. Birkaç aydan 1 yıla kadar uzanan ikinci evrede ise stres azalıyor. Tutku, güven, bağlılık ve mahremiyet duyguları ön plana çıkıyor. Arkadaşça aşk evresinde de her ilişki bu evreye kadar gitmiyor. Burada da karşılıklı bağlılık devam ediyor” dedi.
Öztürk, aşık olan kişini karşısındakine özel bir anlam yüklediğini, kişinin kendisini karşısındakiyle bütünlediğini ve onsuz kendini eksik hissettiğini söyledi.
Aşık olan kişilerin hormonal dengesinde değişiklikler yaşandığını anlatan Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:
“Aşkın ilk belirtisi özel anlamdır. O kişiye ve o kişiyle ilgili her şeye özel anlam yükleme, onunla ilgili her şeyi eşsiz, benzer olarak görmek. Bunun da sebebi beyindeki bir hormon olan dopamin. Yani bütün gece sokaklarda yürüyüp naralar atabilirsiniz. Uykusuz geçirebilirsiniz sebep yine dopamindir. Her gün her saat onu düşünmeye başlarsınız sebep serotonindir. Serotonin güven hormonu olarak da adlandırılıyor ve yabancı korkusunun önüne geçiyor. Dopaminin beyinde daha çok nerelerde salgılandığını biliyoruz. Sonuçta aşk bir bağımlılık durumunu da ortaya koyuyor. Önce kişiye bir ödüllendirme deneyimi koyuyor sonra da bağımlılık deneyimi yaşatıyor.’’
Öztürk, aşık olan erkeklerin, duygu dönemlerinin ilk başlarda testestoron hormonunu azaldığını belirterek, ” Aşk açısından bir başka hormonal değişiklik şu: aşkın erken döneminde erkekte testestoron hormonu azalırken, kadın da artıyor. Yani aşık olmak erkeği kadınlaştırıyor. Kadını erkekleştiriyor gibi bir durum var. Testestoron düzeylerinde aşık olan bireylerle olmayan bireyler karşılaştırıldığında farklılık söz konusu. Tüm bu hormonal değişiklikler bir süre sonra geriye dönüyor. Bu da aslında aşk denilen deneyimi sonlu bir deneyim haline getiriyor. Bir süre içinde bitmeye mahkum bir durum gibi düşünebilirsiniz’’ diye konuştu.














