Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık, Saros Çalıştayında bölgede bir alan başkanlığı kurulması konusunda öneride bulunmuş; CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ve CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, çalıştaya siyasi parti temsilcilerinin çağırılmaması ve alan başkanlığı önerisi hakkında Vali Kırbıyık’a çeşitli eleştirilerde bulunmuştu. Vali Kırbıyık bugün düzenlediği basın toplantısında, “Toplantıda ortaya atılan önerilere karşı çıkmak çok doğal. Ama karşı çıkılırken yağma, talan, peşkeş çekme, rant söylemleri var. Değerli arkadaşlar ne oluyoruz? Yani hakikaten ne oluyoruz? Bir ilin Valisinin bir bölgeyle ilgili önerisinin altında yağma aramak, talan aramak; bir özensizliktir. Yani bunu da biz muhataplarımıza yakıştıramıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık başkanlığında düzenlenen Saros Çalıştayında, Saros’un en büyük sorununun çok başlılık olduğu gündeme getirilerek, bölgede alan başkanlığı kurulması önerisi gündeme getirilmiş; CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, ‘Saros’u ranta açmayı planlıyorlar”; CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı ise, “Çalıştayda hiçbir siyasinin olmaması bizleri aşırı şekilde rahatsız etti. Vali bey diyor ki, ‘Esas sorun çok başlılık’. Valla Sayın Valim, eğer siz başsanız ve çok başlılık varsa; o da sizin sorununuz” diyerek, çalıştayı ve alan başkanlığı önerisini eleştirmişlerdi. Söz konusu söylemlerle ilgili bugün basın açıklaması yapan Vali Kırbıyık, çalıştayda bölgedeki paydaşlarla yaptıkları görüşmeler hakkında bilgiler verdi. 7 aydır Edirne Valisi olarak görev yaptığı ve çeşitli gözlemlerde bulunduğunu belirten Vali Kırbıyık, çalıştayda alan başkanlığı konusunda öneride bulunduğunu ve bu öneriyi tartışmaya açtığını ifade etti. Ortaya atılan önerilerin tartışılmasından daha doğal bir şey olmadığını vurgulayan Vali Kırbıyık, ancak yapılan eleştirilerdeki söylemlere de dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık, yaptığı açıklamada, “Hepinizin malum olduğu üzere cumartesi günü Keşan ilçemizde; mevcut durum analizi yapmak, güçlü yönlerimizi görmek amacıyla Saros çalıştayı gerçekleştirdik. Bu çalıştayı 2 etaplı olarak gerçekleştirdik. İlk etapta konunun tüm taraflarını davet ettik. İlgili tüm kamu kurum ve kuruluşları oradaydı. Bölge müdürlerimiz, il müdürlerimiz hep birlikte üç saat Saros’la ilgili bir değerlendirmede bulunduk. Başlangıçta ben bir değerlendirmede bulundum. Kültür Müdürümüz bir sunum gerçekleştirdi. Sonra üç saat boyunca da o toplantıya katılan herkesin fikirlerini dinledik, önerilerini not ettik. Nasıl gelişim sağlanabileceğini hep birlikte tartıştık. Öğleden sonra bir oturum daha gerçekleştirdik. Orada da sabahki oturumda öne çıkan konularla ilgili olarak kısa vadede atılması gereken adımları kamu kurum ve belediyelerimizle birlikte tekrar ele aldık.
Yaklaşık 7 aydır burada görev yapıyorum. Gözlemlerim oldu. Çalışmalarımız oldu. İncelediğimiz dosyalar oldu. Ben de doğal olarak bu ilin valisi olarak görüşlerde, önerilerde bulunma durumunda orada bu basın toplantısında bu çalıştayın bu bölümünü de açıkladık. Tespit ettiğimiz avantajlar vardı, dezavantajlar vardı. Bunları söyledik. Bir de bir öneri getirdik, alan başkanlığıyla ilgili bir önerinin tartışılmasını istedik. Bakın şunu söylemedik. Biz alan başkanlığı çalıştık, hazırladık, sunuyoruz, yapıyoruz demedik. Bu bölge için mevcut Türk idare sisteminde alternatifler şunlar dedik. Bir mevcut durum devam edebilir. Yani ilgili belediyeler, özel idareler, muhtarlıklar arasındaki bu yetkisel paylaşım devam edebilir. Eğer yetkisel bütünlük olmasını istiyorsak elimizde iki seçenek var. Türk idare sisteminde biri büyükşehir modeli, büyükşehir modeliyle ilgili mevcut kanuni düzenlemede 750 bin nüfus şartı var. Bu yedi yüz elli bin nüfusa ulaşana kadar Edirne bunu bekler. Ya da yine Türk idare sisteminde halihazırda uygulanan alan başkanlığı modeline de geçmeyi bir teklif olarak öneri olarak bulunduk. Bunu yaparken temel amacımız bakın bu bir fikir boyutunda, daha henüz ete kemiğe bürünmüş çalışması yapılmış bakanlıklara taşınmış ya da kamu kurum ve kuruluşlarıyla burada bir noktaya getirmiş bir iş değil. Sadece konunun tüm taraflarının bilgisi olsun ve fikirlerini alalım ve bundan da büyük mutluluk duyuyoruz, yani tartışılmasından da. O toplantıları destekleyen de oldu, eleştiren de oldu. Olacaktır da doğaldır. Yani herkesin bunu desteklemesi filan beklemiyoruz. Eleştirenlerin de olacağını öngörüyoruz. Karşı çıkanların da olacağını öngörüyoruz. Ki bu tartışma yapılıyor.
Gördüğüm kadarıyla her siyasi partinin içerisinde destekleyen de var, karşı çıkanlar da var. Farklı eleştirileri olan da var. Yine söylüyorum bunun çok doğal ve olağan buluyorum. Ama bu tartışmalar yapılırken değerli arkadaşlar bazı kriterlerimizin, bazı sınırlamalarımızın olması lazım. Yani nedir bu sınırlama. Yani kişilik haklarıyla ilgili durumlarımız var. Kurumların saygınlığıyla ilgili sorumluluklarımız var. Kamu yöneticilerinin gündelik siyasi tartışmalarının dışında tutulmasına dair sorumluluklar var. Bakın dün bir siyasi partimizin Keşan İlçe Başkanlığı’nda bir toplantı gerçekleştirildi. Ben de gece gördüm açıklamaları. Şimdi ifadelere bakıyorum. Yani karşı çıkmak yine söylüyorum çok doğal. Ama karşı çıkılırken yağma, talan, peşkeş çekme, rant. Değerli arkadaşlar ne oluyoruz. Yani hakikaten ne oluyoruz? Ben anlamıyorum. Bir fikri söylemişiz ve bu fikrin tartışmasını arzu ediyoruz. Karşı çıkmak yine altını çizerek söylüyorum, çok doğal hakkı, herkesin çok doğal hakkı. Herkes karşı çıkabilir. Bunun Saros’a fayda getirmeyeceğini ifade edebilir. Zarar verebileceğini düşünebilir, başka modeller önerebilir. Ama bir ilin valisinin bir bölgeyle ilgili önerisinin altında yağma aramak, talan aramak yani ifadeleri de dikkatle seçerek kullanmak istiyorum, bir özensizliktir. Yani bunu da biz muhataplarımıza yakıştıramıyoruz.
Benim burada bir sorumluluğum var. Ben kamu kurumlarının buradaki en üst yöneticisiyim. Siyasi tartışmaların içerisinde bir aktör değilim. Bundan uzak durmak için de elimden geldiğince özen gösteriyorum. Ama bu sorumluluk sadece bana ait değil. Siyasi aktörlerin de bu sorumluluğu aynı şekilde taşıması lazım. Yani bir valinin önerisiyle ilgili olarak bir tartışma yapılacaksa buradaki söylenecek ifadelerin belli çizgiler içerisinde kalması hem kişilik hakları açısından son derece önemlidir, hem o kurumlara saygınlığı açısından önemlidir. Arkadaşlar ben Edirne valiliğinin iki yüz dördüncü valisiyim. Ya benden sonra da valiler gelecek, benden önce de çok vali geldi gitti. Biz bu bilincin içerisindeyiz. Buradaki sorumluluklarımızı biliyoruz. Ona göre de gayret ediyoruz. Ama bu yine ifade ediyorum; Edirne valiliğinin kurumsal saygınlığının korunması benim kadar buradaki diğer siyasi aktörlerin de görevi. Bu sorumluluğa herkes riayet etmek durumunda, dışına çıkılmamasını özellikle herkesten istirham ediyoruz.
Şimdi orada ne demişiz? Çok başlılığın giderilmesi lazım demişiz. Şimdi benim ifade ettiğim husus bir hukuksal konu. Neyi söylüyoruz? Diyoruz ki mesela imar planlamasında yetki birden fazla idareye ait. İdareden kastım da değerli arkadaşlar imar planlarının onaylama yetkisi meclislere ait. Keşan Belediye Meclisi’nin bir imar planı onaylama yetkisi var. Enez Belediye Meclisi’nin imar planını onaylama yetkisi var. İl genel meclisinin imar planlarını onaylama yetkisi var. Şimdi bakın burada diyor ki muhattabımız yani vali olarak bu çok başlı gidermek sizin göreviniz. Yani benden şunu mu bekliyorlar? Ben belediye meclislerinin yerine geçeyim karar mı alayım? Arzu ediyorlarsa bunu da yani Türk hukuk sistemi izin vermiyor ama tartışalım. Nasıl yapacaksak? Yani burada belediye meclislerinin bir görevinden bahsediyoruz ve buradaki belediye meclisleri kendi görevini yürütürken elbette kendi değerlendirmelerini yapıyorlar. Ve birbirlerinin altlık veya üstlük ilişkisi olmadığı için planlar birbirinden bağımsız yürüyor ve sonuçta da bence bir bütüne hizmet etmiyor. Bunu ifade ediyoruz. Ama vali olarak benim görevlerimi hatırlatmak bence şık bir durum değil. Ben görevlerimi biliyorum. Ve o görevlerimin sınırları içerisinde de kalmaya mümkün olduğunca özen gösteriyorum.” dedi.
Vali Kırbıyık, Pekcanlı’nın siyasi parti temsilcilerinin çağırılmaması hakkındaki eleştirilerine de, “Ben hangi toplantının kimler tarafından yapılacağını, katılımcıların kimler olacağını il başkanlarına mı onaylatacağım?” şeklinde yanıt verdi.
Vali Kırbıyık, “Tüm belediyeleri konuyla ilgili, tüm yerel yönetimleri davet ettik. İl genel meclisi başkanımız oradaydı, il genel meclis üyelerimiz oradaydı, her siyasi partiden orada temsilci vardı. Yani değerli arkadaşlar bu ilin valisi olarak hangi toplantıya kimleri davet edeceğimizle ilgili bizim de belli inisiyatiflerimiz olacak. Ben hangi toplantının kimler tarafından yapılacağını, katılımcıların kimler olacağını, il başkanlarına mı onaylatacağım, böyle bir düzen mi olacak? Yani orada ben her kesimin temsilcisinin olduğunu düşünüyorum, değerlendiriyorum. Ha bakın yine söylüyoruz. Yani kamuoyuna açık bir şekilde paylaştık. Ortada bir ete kemiğe bürünmüş bir çalışma yok. Fikrini herkes beyan edebilir. Siyasi partilerin il temsilcileri de belirtebilir. İlçe temsilcileri de belirtilebilir. Herkes bu konuda görüşünü bildirebilir. Ama nereye, kimi, nasıl davet edeceğimizle ilgili, bizim de kendimize ait devletimizin usul ve esasları var. Ona uygun şekilde devam ediyoruz. Ben insanların yaptığı faaliyetlere, kimi nasıl davet ettiklerine karışmıyorsam, bu konuda da herkesin aynı nezaketi göstermesini bekliyorum.” ifadelerini kullandı.















