Kırklareli’nde yarım asırlık çobanın kırda kendisine kurduğu iftar ve sahur sofrasında tek eksik kendi deyimiyle sadece aile şefkati.
Üsküp beldesinde 13 yaşında eline aldığı çobanlık mesleğini 53 yıldır devam ettiren Mümin Maldır, yaz – kış doğada mesaisini sürdürüyor.
Yalnız yaşayan çoban Mümin Maldır, ramazanda da kırda bayırda gezdirdiği koyun ve kuzularını iftar hazırlığı için kapattığı ağılın ardından merada gökyüzünün altına kuracağı sofra için hazırlığa başlıyor.
Taşları çatarak yaptığı ocakta yaptığı yemeğini radyosundan duyacağı akşam ezanı sonrası orucunu açarak yemeye başlıyor. İftar için verdiği kısa mola sonrası koyunları sağmak için devam ettiği mesaisini tamamlaması sonrası barakasında sahura kadar uyuyan Maldır, elektrik olmayan barakasında gaz lambası ışığında kendisine hazırladığı sahur sofrasında ertesi günün orucuna niyet ederek, mesaisine yeniden başlıyor.
Maldır, bir çoban olarak sahurunu da, iftarını da kırda yaptığını söyledi. Ramazan ayında en çok bir aile sofrasında iftar yapmayı istediğini belirten Maldır, ancak küçük yaşta başladığı çobancılık hayatında hiç ailesinin olmadığını ifade etti.
Çobanlığın çok zor bir meslek olduğunu vurgulayan Maldır, “Bunlar 'çoban' deyip kimse geçmesin. Çobanın yemekle, uykuyla işi olmaz. Çobanın ekmeği sopasında. Herkes çobanlık yapamaz. 13 yaşından bu yana hayatım hep ağıllarda, meralarda geçti. İşimiz o kadar zor ki yaşayan bilir. Gecemiz gündüzümüz hep hayvanlarla geçiyor.” diye konuştu.
Ramazan ayında özellikle hava sıcakları nedeniyle zorlandıklarını bildiren Maldır, her ramazanda olduğu gibi bu yılda orucunu tuttuğuna işaret etti.
Hayvanlarını çok sevdiğini ancak yaşı itibariyle de zaman zaman zaman zorlandığına dikkat çeken Maldır, şöyle devam etti: “Sahurumuzu peynir, zeytin, domatesle, iftarımızı ise yumurta, yoğurtla yapıyoruz. Çobanın başka yiyeceği de zaten yoktur. Çoban bütün gün oturup tencere kaynatamaz ateş başında. Çobanın her şeyi torbasında. Çaydanlığı, suyu, iftarlığı, sahurluğu hepsi torbada. Ramazan ayında yükümüz biraz daha artıyor ama Allah her şeyin kolayını veriyor. Zorluğunun, yokluğunda her şeyin kolayı var, yeter ki işimizi severek yapalım. Çobanın saati olmaz, çoban önce hayvanlarını sonra kendi karnını doyurur.
Çobanın iftarı da kırda sahuru da… Şu doğaya bir bakar mısınız. Doğada her şey lezzetli ve güzel. Ama bir işi isteyerek yaparsan lezzetli. İftarda sahurda yediğin bir parça kuru ekmek bile lezzetli ancak benim tek bir hasretim, ailemle iftar yapmak ama olmadı, çünkü biz bir dünya evine giremedik bu özlem içimde hep olacak.”
