Tarihi Edirne kalesinin sur kalıntıları, kaderine terk edilmiş durumda. Her tarafı otlarla kaplanmış alana yaklaşmak mümkün değil. Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, alanın Arkeo park haline getirilmesi gerektiğini söyledi.
Kaleiçi Dilaverbey Mahallesi’nde bulunan Edirne kalesi sur kalıntıları, kaderine terk edildi. Yıllar önce yapılan kazı ile Edirne kalesi sur kalıntılarının ortaya çıkmasının ardından alan kaderine terk edildi.
Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Edirne kalesinin dünya kaleleri üzerinde çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Sur duvarlarının tarihi geçmiş açısından büyük önemi olduğunu vurgulayan Beksaç, turizm açısından önemli olduğunu, mutlaka korunması gerektiğini söyledi.
Edirne kalesi surlarının 9’uncu yüzyılda büyük bir tamirden geçtiğini anlatan Prof. Dr. Beksaç, “İmparatorun adını verdiği Hadriana Polis ve şehrin adını da verdiği kalenin ismi buradan geliyor. Bu süreçte Edirne’de uygulanan yanlış iskan politikaları yüzünden sur duvarları yıkılarak satılmış. Taşların tane tane satıldığını biliyoruz. Havsa ilçesinin Tahal köyünde Roma döneminden kalma taşlara rastladık. Kalenin taşlarının bir kısmı köy meydanında duruyor” dedi.
Beksaç, sur kalıntılarının bulunduğu Dilaver mahallesindeki alanın çevresinin de temizlenerek, Arkeo park haline getirilmesi gerektiğini söyledi: Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Dilaverbey Mahallesi'nde bulunan kale duvarlarının yapılan kazılar sayesinde tarihi Edirne Kalesi’nin bazı surlarının ortaya çıakrdığını belirterek, “Edirne Kalesi’nin dünya kaleleri üzerinde çok önemli bir yere sahiptir. Çok güçlü savunma sistemine sahip bu kale, kimse tarafından düşürülmediği biliniyor. Kale belli zamanlarda el değiştirmiştir. El değiştirmeler zamanında büyük yıkıma uğrasa da tekrar yapılan onarımlarla uzun süre ayakta kalmayı başarmıştır. Kale çevresinde yapılan kazılarda birçok mezara rastlandı. Bu mezarlar rastlantısal mezarlar değil. Makedonya Kulesi yakınlarında yapılan kazılarda da mezarlara rastlandı. Bunlar Edirne çevresinde yapılan savaşların kazılarıdır. 9 Ağustos 378 tarihinde Edirne’nin kuzeyinde Vukuu Savaşta, Got’ların ordusu savaşı kazanarak, Romalı askerleri sur önlerinde öldürüldü ve buralarda gömüldü. Kalenin uzun bir iskan süreci var. O kale değişik süreçlerde yenileniyor. Ondan sonraki aşamalarda kalenin takviye edildiği, elden geçirildiği biliniyor. Bizans döneminde kale çok defa elden geçirilmiş, takviye yapılmış. Sur duvarlarının önemi tarihi geçmişi açısından çok büyüktür. Turizm açısından çok büyük önemi var surun. Mutlaka korunması lazımdır. Sur 9’ncu yüzyılda büyük bir tamirden geçiyor. İmparatorun adını verdiği Adriana Polis ve şehrin adını da verdiği kalenin ismi buradan geliyor. İlk teşekkülün Adrian tarafından yapıldığını, askeri üst olarak yapıldığını biliyoruz. Bu süreçte Edirne’de uygulanan yanlış iskan politikaları yüzünden sur duvarları yıkılarak satılmış. Taşların tane tane satıldığını biliyoruz. Havsa ilçesinin Tahal köyünde Roma döneminden kalma taşlara rastladık. Kalenin taşlarının bir kısmı köy meydanında durmakta. O dönemde devletin açmış olduğu ilanla bu taşlar satılmış. Bu bölgenin önce devletleştirilmesi lazım. Devletleştirildikten sonra işe yaramaz binaların temizlenerek, bu bölgenin park haline getirilmesi lazım. Arkeo Park haline getirilmesi lazım”












