Cumhuriyet Halk Partisi tarafından sık sık gündeme getirilen ‘erken seçim’ talebini Edirne’de de yineleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, “Milletimiz önceki seçimde iktidara sarı kartı gösterdi. Şimdi de ikinci sarı karttan kırmızıyla iktidarı oyun dışında bırakacağız.” dedi.
Edirne Belediye Başkanlığı tarafından geleneksel hale getirilen kandil simidi ikramına, Berat Kandili’nde de devam edildi. 13-14-15 Şubat tarihlerinde Edirne’de gerçekleştirilecek İl Belediye Başkanları toplantısına katılmak üzere kente gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ve CHP’li İl Belediye Başkanları da, Edirne Belediye Başkanı Av. Filiz Gencan Akın ile birlikte vatandaşlara kandil simidi ikram etti.
Etkinlik sonrası gündeme dair açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’nin boşaltılması ile ilgili açıklamalarına tepki gösterdi.
Zeybek, “Öncelikle tüm yurttaşlarımızın Berat Gecesi’ni en içten dileklerle kutluyorum. Bugün yapılacak olan duaların cenabı Allah katında herkes açısından hayırlara vesile olmasını yürekten diliyorum. Tabii önce ülkemize, sonra bütün İslam dünyasına barış, huzur getirmesini diliyorum. Bu meseleyle Berat Gecesi dolayısıyla da şunu söyleyeyim; 1,5 milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı Gazze’yle ilgili son zamanlarda ortaya atılan iddialar, bölgenin Filistinlilerden arındırılması ve bu insanların başka bölgeye neredeyse teşhir edilmeleri biçimdeki yeni dönem Amerikan siyaseti karşısında Cumhuriyet Halk Partisi Genel merkezimizin ve tüm milletvekillerimizin ortak bir duruş sergilediğimizi ve bunu asla kabul etmediğimizi herkesin bilmesi gerekir. Bu konuda süreci, asla gelişmeleri uzaktan takip etmeyeceğimiz gibi, İstanbul İl Başkanımızın Galata Köprüsü’nde yapmaya çalıştığı Filistin’e destek yürüyüşünün de Valilik tarafından engellenme girişimini bütün milletimizin dikkatine bir kez daha sunmak istiyorum.” dedi.
Zeybek, Edirne’de gerçekleştirilecek İl Belediye Başkanları toplantısında belediyelerin çalışmaları hakkında fikir alışverişinde bulunacağını da ifade etti.
Zeybek, “Bugün, yarın ve cumartesi günü Edirne’de biliyorsunuz 21 il belediye başkanımızla birlikte bir ortak çalışma yapacağız. Bu çalışmamızın ana gayesi iktidar tarafından Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘silkeleyin bunları’ demesiyle birlikte gelirlerinin ciddi biçimiyle el konulan, azaltılan sosyal güvenlik kurumu ve vergi geçmiş dönem borçları dolayısıyla kesintiye uğrayan belediyelerimizin gelir arttırıcı önlemleri konuşacağız. Yeni dönemde mevzuatla ilgili destek, artık belediye başkanlarımız neredeyse adliyelerden çıkamaz hale geldiler. Soruşturmalar, kovuşturmalar, yargılamalar sanki belediyelerde görev alan tüm insanların siyaset yapmanın bir unsuru haline getirildi. Bu yeni dönem, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının ülkeye uygulamaya çalıştığı yeni bir anlayış. Bu anlayışın temel unsuru da Sayın Belediye Başkanımız burada rakibiyle yarıştı ama artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin Edirne İl Başkanı’nın rakibi AK Parti il başkanı değil, Cumhuriyet savcıları, devletin kamu görevlileri, valiler, kaymakamlar, müdürler. Yani artık devletle karşı karşıya gelmiş bir durumun içinden geçiyoruz. Elimizde son zamanlarda bütün Türkiye yapmış olduğumuz anket çalışmalarının da genel bir değerlendirmesi yarın yapılacak. Ama genelle ilgili şunu söyleyeyim; bugün bir yerel seçim olması durumunda Cumhuriyet Halk Partisi’nin oy oranı yüzde 38 değil, yüzde 49. Kazandığımız büyükşehir belediye sayısı 14 değil, 21 olacak ve Türkiye genelinde yüzde 65 nüfusu yöneten Cumhuriyet Halk Partili belediyeler ilk yapılacak olan bir yerel seçimde, yani bugün bir yerel seçim olsa yüzde 80’lik bir nüfusu yönetecek kapasiteye ulaşacaklar. İktidar da bunu görüyor. Bu nedenle belediyeleri hem hukuki anlamda hem idari anlamda hem yetki anlamında daralttığı gibi aynı zamanda onun gelirlerini de türlü biçimlerle el koyarak halka yaptıkları hizmetlerini azalmasına çalışmaktadırlar. Edirne’de biliyorsunuz kent lokantasının açılışına katılmıştık. Kent lokantaları Türkiye’de bugün sayıları 113’e, kreşlerimizin sayısı 697’ye, yurtlarımızın sayısı da 100’ün üzerine çıktı. Milyonlarca insana hizmet ediyoruz, bu politikalarımız devam edecek. Halktan aldığımız vergileri halka geri hizmet olarak döndürmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Zeybek, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayının ön seçimle belirlenecek olması hakkında da açıklamalarda bulundu.
Zeybek, “Şu ana kadar merkez yönetim kurulumuz ve parti meclisimiz aldığı karar doğrultusunda Şubat ayının sonuna kadar Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olan tüm yurttaşlarımız 23 Mart’ta yapılacak olan ön seçimde oy kullanma haklarına sahip olacaklar. Tabii bendeki bilgiler henüz teyide muhtaç ama tüm Türkiye’de ciddi biçimde üye artışımız var. Biz göreve geldiğimizde 1 milyon 250 bin olan üye sayımız bugünlerde 1 milyon 600 binlere yaklaşmış gözüküyor. Amacımız bu yıl bitmeden 2 milyon üyeye ulaşmak. Ben tüm yurttaşlarımıza seslenmek istiyorum; Cumhuriyet Halk Partisi’ne Şubat ayı içinde üye olunuz. Bu demokratik sürecin bir parçası olun. Buradan da şunu söyleyeyim; Cumhuriyet Halk Partisi ön seçimleri seven bir siyasi parti. Diğer partilerdeki gibi listeler genel merkezden yapılıp gelip onaylanma süreci bitmiştir. Bundan sonra pek çok adayımızın, milletvekili adaylarımızın, meclis üyesi adaylarımızın ön seçimlerle belirlendiği yeni bir döneme girişimizin de ilk işaretidir Cumhurbaşkanlığı adayının ön seçimle belirlenmesi. Milletin son sözü söylediği yeni bir demokratik düzeni de yavaş yavaş önce Cumhuriyet Halk Partisi’nde, sonra tüm ülkede inşa edeceğiz.” dedi.
Zeybek, CHP’nin erken seçim talebini Edirne’de de yineledi.
Zeybek, “Biz biliyorsunuz yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi olarak milletten bu bir yerel seçim ve bu iktidarın uyguladığı yanlış ekonomik politikalar, yanlış dış politikasına, yanlış Suriye politikaları konusunda bir sarı kart gösterin demiştik. Milletimiz sarı kartı hem de çok ciddi biçimde gösterdi ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 22 yıllık girdiği tüm seçimlerden sonra ilk kez ikinci parti noktasına indirdi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni Türkiye’nin birinci partisi yaptı. Sarı karttan bence iktidar alması gereken dersi almadı. Ocak ayında açıklanan asgari ücret, ocak ayında açıklanan memur, emekli ve çalışanların ücret artışları, arkasından düşünün ki yüzde 44’lük değer artışıyla bütün vergilere zam yapıyorsunuz ama memurlara, işçilere yüzde 11 ile 14 arasında zam yapıyorsunuz. Şimdi bunu anlamak mümkün değil. Yani çalışanların, ücretlilerin, emeklilerin sırtına yüklenmiş bütün maliyetleri dar kesime, emeklilere, işçilere, yani emekçilerin sırtına yüklenmiş. Bunların sırtından elde ettiği gelirlerle de ülkenin açıklarını kapatmaya çalışan bir iktidar var. Biz de bunu gördük. Şimdi artık ikinci sarı karttan kırmızıyla iktidarı oyun dışına bırakacağız. Demokratik yollarla seçim istiyoruz. İkinci yılına girdiğimizde Mayıs 2023’te yapılmıştı seçimler, artık Türkiye’nin bu iktidarın uyguladığı politikalarla yönetilme şansı kalmamıştır. Erken seçim çaredir, erken seçimden kaçmak mümkün değildir. Adalet ve Kalkınma Partisi ve onun siyasi kadrolarıyla Cumhur İttifakı’nın bu millete vereceği yeni bir şey kalmamıştır. Sadece sıkıntılar baş göstermiştir.” ifadelerini kullandı.
Zeybek, ülkede yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlar üzerinden de iktidara tepki gösterdi.
Zeybek, “Ocak ayında açıklanan yüzde 5’lik enflasyon bile bir yıl için ön görülen yüzde 11,5’luk memur zammının yarısını almış götürmüştür. Yani şubat ve mart enflasyon rakamlarıyla birlikte göreceğiz ki 12 aya ilişkin verilmiş olan artışların tamamı da zaten üç ayda erimiş ve yok olmuş olacaktır. Yani bu iktidar bir tek Cumhuriyet altınını almaya yetmeyen bir asgari ücrete milleti mahkum etmiştir. Geldiklerinde asgari ücret iki buçuk cumhuriyet altına alıyordu, bugün bir tek Cumhuriyet altını bile almaya asgari ücret yetmemektedir. Geldiklerinde en düşük emekli bir buçuk asgari ücretti, şimdi asgari ücretin neredeyse yüzde 60’ına denk gelen bir emekli maaşıyla milletimizi, on beş milyon emeklimizin sekiz buçuk milyonu en alt sınırdan 14 bin 500 liradan altında bir ücretle, dar gelirler, dul yetimler, yaşlılık aile alanlar, babadan kalma emekli maaşını ailede sakat ya da engelli olduğu için alanların tamamı ise bunun çok daha altında bir emekli maaşıyla yaşamlarını sürdürüyorlar. Çünkü kamunun kaynakları israf edilmektedir. Kamunun kaynakları bir avuç zengine peşkeş çekilmiştir. Kur korumalı mevduat hesaplarıyla, 400 bin mevduat sahibine 1 trilyon 900 milyar lirayı bir kalemde Merkez Bankasından aktaran iktidar bunun karşılığında 15 milyon emekliye bu kadar rakamı ön görmemektedir. 650 bin tane depremde yıkılmış hane sahibini hala 200 bin kişisi konutlarına ulaşabilmiş, 450 bini hala çadır kentlerde, konteyner kentlerde yaşamını sürdürmektedir. Yani verdikleri hiçbir sözü yerine getiremeyen ve getirme şansı da olmayan, iç politikada, dış politikada hiçbir biçimiyle Türkiye’nin sorunlarını çözmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Suriye’de Esat devrilecek, Suriyeliler geri gidecek demişlerdi. Geri giden yok, doğan çocukların sayısı gidenlerden çok daha fazla. O nedenle bu iktidarın, bu ülkeye verebilecek hiçbir şey yoktur. Son olarak da şunu söyleyeyim. Bir ülkede siyasi parti liderleri, bir ülkede Sayın Ümit Özdağ, Zafer Partisi’nin lideri hapistedir. Türkiye’de en çok izlenen televizyon, Halk TV’nin genel yayın yönetmeni hapistedir. Türkiye’de siyasiler, Türkiye’de gazeteciler, Türkiye’de yazarlar, Türkiye’de iş adamları, Türkiye’de sinemacılar, sanatçılar hapistedir. Türkiye artık giderek kötü yönetimin yanında hapishaneleri dolmuş bir ülke haline gelmiştir. Bir Orta Doğu ve Afrika ülkesine dönüşmektedir. Cumhuriyetimizin 102. yılında milletimize bunları yaşatanların bir an önce sandıkla uzaklaştırılmasının şart olduğunu belirtmek istiyorum.” dedi.
Zeybek, yerel basının sorunları hakkında da açıklamalarda bulundu.
Zeybek, “Belki çok yakın gelecekte yerel basınla, Sayın Genel Başkanımızın bir araya geldiği bir arama toplantısı gerçekleşecek. Dijitalleşme ve sosyal medya yapılanmasıyla birlikte basılı yerel basın neredeyse kalmadı. Yani düzenli gazete çıkaran yer basın kalmadı. İnternet ortamında dijital mecralarda yayın yapanlar var ama basın özgür olduğunda izlenme oranı artıyor. Sert muhalefet yaptığında, gördüğü yanlışları eleştirdiğinde izlenme oranı artıyor. İzlenme oranı arttıkça, takipçi sayısı arttıkça reklam alma şansı var. Ama yerel basının üzerindeki en büyük demokrasinin kılıcı yazdıklarından dolayı sorgulanması, soruşturmaya tabi tutulması hatta yatar olmayan suçlardan hemen gözaltına alıp hapishaneye atılması. Şimdi bu korku iklimin içinden geçiyoruz ve bundan basının etkilendiğini görüyoruz. Yani Halk TV’nin genel yayın yönetmeninin bir telefon kaydını televizyonda yayınlamak gibi bir gazetecilik işlevinden dolayı hala tutuklu olması, 15 gündür tutuklu. Anlaşılır gibi değil. Yani ben şimdi sizlere soruyorum; geçmişte nice gazeteci insanlarla giderdi, röportaj yapardı, televizyonda yayınlanırdı ve bunların reytingleri son derece yüksek olurdu. Yani giderek yerel basın, ulusal basın, tüm gazeteciler ve tüm gazete emekçileri üzerinde bir baskı iklimi vardır. Bu baskı iklimin yanında ekonomik anlamda da onların yaşamlarını sürdürebilmesiyle ilgili bir yasal düzenleme ihtiyaç vardır. Yerel basın artık Basın İlan Kurumundan ve diğer ilanlardan yararlanamamaktadır. Bunlarla ilgili gelirleri neredeyse yoktur. Ya da var olanların sadece çok dar bir mecrada iktidara yakın olan gruplara ve mecralara aktarıldığını görüyoruz. Kamu bankalarından yerel basına herhangi bir reklam yoktur. Kamu şirketlerinden herhangi bir kamu iktisadi teşekküllerinden herhangi bir reklam yoktur. Oysa bütün dünya yerel basını ve ulusal basınını özgür ve güçlü tutabilmek için reklam pastası içinden aldıkları payı belli bir oranın belli bir oranın altına inememe, kuralını getirmiştir. Bununla ilgili bu iktidar bir şey yapar mı? Siyasi parti liderlerini hapse atan, gazetecileri hapse atan bir iktidarın gazetelerin ekonomik özgürlüğüne kavuşarak, gazetecilik faaliyeti yapmasıyla ilgili bir düzenleme yapmasını hiç olası görmüyoruz.” ifadelerini kullandı.
ZEYBEK: İKTİDARI KIRMIZI KARTLA OYUN DIŞINDA BIRAKACAĞIZ!

-













