Türk Ocakları Edirne Şube Başkanı Yakup Öz, “Anayasa’da 4. madde olmasın” diyen HÜDA Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’na çok sert tepki gösterdi. Öz, “Birkaç yobaz istedi diye ne anayasamızın ilk dört maddesinden, ne Atatürk’ten, ne demokrasiden, ne Cumhuriyetten ne de laiklikten vazgeçeriz. Anayasanın ilk dört maddesi Türk Milletinin kırmızı çizgisidir. Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini ve Türk vatandaşlığı tanımını tartışmaya açmak vatana ihanettir.” dedi.
Türk Ocakları Edirne Şubesi, HÜDA Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Anayasa’nın ilk 3 maddesinin değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini düzenleyen 4. maddenin kaldırılmasını istemesi konusunda basın açıklaması düzenledi. Saraçlar Caddesi’nde gerçekleştirilen açıklamaya; 27’nci Dönem İYİ Parti Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar, Zafer Partisi Edirne İl Başkanı Serkan Konak, İYİ Parti önceki dönem İl Başkanı Ekrem Demir ve Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri de destek verdi.
Açıklamayı yapan Türk Ocakları Edirne Şube Başkanı Yakup Öz, Yapıcıoğlu’na çok sert tepki gösterdi.
Öz tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Şark kurnazlığı yaparak dört madde değil dördüncü maddeye karşıyız diyorlar. Bu şahıslar dördüncü maddeyi kaldırarak şunu demek istiyorlar; Türkiye Cumhuriyeti’nin dili, bayrağı, başkenti ve Atatürk milliyetçiliği‘ne bağlılığını garanti altına alan ilk üç maddesi evrensel hukuk standartlarına uygun olarak değiştirilebilirmiş. Ama yine de lütfetmişler ancak tarihsel gelenek itibarıyla Türkiye devleti bir Cumhuriyettir ibaresi kalabilirmiş. Taliban kafalı, gerici, birkaç yobaz istedi diye ne anayasamızın ilk dört maddesinden, ne Atatürk’ten, ne demokrasiden, ne Cumhuriyetten ne de laiklikten vazgeçeriz. Toplumun sinir uçlarıyla oynayarak siyaseten var olmaya çalışmayın. Anayasanın ilk dört maddesi Türk Milletinin kırmızı çizgisidir. Herkes aklını başına devşirsin ve bu gerçeği asla unutmasın.
Hatırlatıyor ve uyarıyoruz; Türkiye Cumhuriyeti anayasasının ilk dört maddesinde ve vatandaşlık tanımı ile ilgili 66. maddede ortaya konulan esaslar, milli egemenliğe dayalı üniter yapı, Türkçe ve Türk milli kimliği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelidir. Hiç kimsenin devletimizin temeline müdahale etmeye yetkisi ve bu yapıyı aşındırmaya hakkı yoktur. Bu böyle biline. Türk adından rahatsız olanın Türk vatanında yeri de işi de yoktur. Federatif yapıda, etnik kimlikli çok dilli anayasa için heveslenenleri uyarıyoruz. Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini ve Türk vatandaşlığı tanımını tartışmaya açmak vatana ihanettir. Bu vatanın adı Türkiye milletin adı Türk Milleti ve dilimiz Türkçedir. Aksi halde ülkemizin başındaki ağır sorunların vebaline ortak olacak tarih önünde sınıfta kalacağız. Türk milliyetçilerinin güçlü olması halinde bu topraklarda bin yıllık Türk siyasi egemenliğini PKK uzantıları ve HÜDAPAR dahil hiç kimse tartışma konusu dahi edemez. Türkiye’nin en öncelikli meselesi yeni bir anayasa hazırlanması değildir. Sığınmacı ve düzensiz göçmenler meselesi kangren olmaktadır. Ülkenin demokrasisi ve milli kimliği tehdit altındadır. Bu ileride ciddi güvenlik problemleri doğuracaktır. Türk milletinin birliği ve Türk devletinin bekası temelinde Türk ocakları başta olmak üzere bütün milliyetçi gönüllü kuruluşlara ve siyasi alanda parçalanmış bir manzara arz eden Türk milliyetçisi partilere ağır ve büyük bir sorumluluk düşmektedir. Yeni bir anayasa veya anayasada yapılacak değişikliklerde değiştirilemez maddeler ile Türk vatandaşlığı tanımı konusunda hiçbir şekilde taviz verilmemelidir. Yerel yönetimlere özerklik adı altında siyasi özerkliğin yolunu açabilecek düzenlemelere kesinlikle karşı çıkılmalıdır.
Anayasamızın temel ilkelerini devletimizin üniter yapısını ve milli hakimiyetimizi tartışmaya açan mihraklar karşısında dimdik durmalı, siyasi ve kişisel çıkarların üstünde Türklüğün bekasını savunmaya devam etmeliyiz. Bu zor dönemde her Türk milliyetçisinin omuz omuza vererek milletimizin kutsal emanetlerine sahip çıkması ve tarihin bizden beklediği sorumlulukları üstlenmesi elzemdir. Bizler sadece vatanımızı korumakla değil aynı zamanda Türklüğün izzetini ve hasiyetini yaşatmakla da yükümlüyüz. Birliğimizin gücü milletimizin gücüdür. Ne mutlu Türk’üm diyene!”